16 Temmuz 2010 Cuma

GÜLE GÜLE SULTAN SÜLEYMAN.... (Tamamen şahsi bir yazıdır)









Çok futbolcu tanıdım. Sahte gülüp şampiyonluk sözü veren. Tribüne koşup, iki yıl sonra el hareketi yapan, yüzüne kardeşim diyen, sonra görmemezlikten gelen, siz büyük taraftarsınız diyen, Demirspor taraftarı beş para etmez diyen, şık formayı giyip ruhunu soyunma odasındaki duş kabinlerinde bırakan, parasını tıkır tıkır alan, 10 metre depar atmaya üşenen... Daha neler neler...

Çok insan tanıdım. Boş konuşup yalan söyleyen, duruma göre sosyalist olup, duruma göre muhafazakar olan, cebinde parası olmayıp dimdik duran, cebinde parası olup, her türlü iklim şartlarına göre kıvıran, kibirinden taviz vermeyen, ukala olan...Daha neler neler....

Sen öyle bir insan ve öyle bir futbolcusun ki, futbolculuk piyasasında eşin benzerin yok. Çok adam gördüm futbolcu olamayan. Çok futbolcu gördüm adam olamayan. Bugün NE FUTBOLCULUĞUNA SÖZÜM VAR, NE DE İNSANLIĞINA... Ben seni bir İzmir akşamında tanımıştım. O zamanlar Antep Belediye'sinde oynuyordun. O zaman seni nasıl tanıdıysam, bugünde O'sun. Bugün Futboldan anlamayanlar tarafından mabedimden uzaklaştırıldın... Sen bunu haketmedin... Seni sivri dilinle sevdim, hak arayışınla sevdim, doğru bildiğinden caymayan yapınla sevdim. Seni futbolculuğundan çok insanlığınla sevdim. Ben seni, Demirsporlu Süleyman olarak değil, Sultan Süleyman olarak sevdim. Ne futbolculuğundan, ne de insanlığındaki çizgini hayatın boyunca sürdürebilmen dileğiyle... Umarım Demirspor ile yolların ileride tekrar kesişir...






2 Temmuz 2010 Cuma

HATASIZ KUL OLMAZ...

Umarım geçmişteki birçok yanlış yapılan işlerden ders alınmıştır ve tekrarını yaşamayız...En son ki Mustafa Tuncel döneminin sonunda BATSIN BU DÜNYA DİYORDUM. Bugün yeni yönetim belirlenecek ve sadece bu şarkyıı dinlemek istiyorum.

http://www.bedavadinle.info/2964/Orhan-Gencebay--Hatasiz-Kul-olmaz

28 Haziran 2010 Pazartesi

MAVİ İSYAN...


Ne demeli bu kuytu serapa
İç titremeler, güzel günler hayali,
Sevdam çırpınıyor,
Kurt ağzında kuş misali.

26 Haziran 2010 Cumartesi

DEMİRSPOR' DA TUNCEL SESLERİ YÜKSELİYOR...



Tavşanlı şokunu üzerinden atan Adana Demirspor camiasıda yeni yönetimi belirlemek için çaba gösteriyor. Son bir haftadır Adana Demirspor Başkan vekili Erdeniz Bey' in bahsettiği iş adamının Menderes Kutlu olduğunun söylenildiği anlarda iş adamının vazgeçtiği bildirildi. Adana sokaklarında söylenene göre, Menderes Kutlu' nun başkan adayı olmasına Adalet Bakanlığı onay vermemişti, kimi söylentilere göre de Serdar Adalı ile fikir alışverişleri sonucu aday olmaktan vazgeçmişti. Belkide Erdeniz Bey' in bahsettiği iş adamı Menderes Kutlu bile değil :) Şuan ki süreçte, Kongre Salı gününe ertelendi ve bu sefer kulislerde Mustafa Tuncel sesleri yükselmeye başladı. İlk önce Aday olup olmayacağı konusunda kaçamak cevap veren tuncel' in ardından, dünde Adana Demirsporlular Derneği Başkanı Telat Şahin' in " Sayın Tuncel, şampiyonluk borcunuzu ödeyin" çağrısınd bulundu. Salı günkü kongrede farklı bir iş adamının liste hazırlıkları tamamlayıp adaylığını açıklayacağı duyumundan sonra bu kişinin Mustafa Tuncel olma olasığı artmaya başladı. Sonuç ne olursa olsun, umarım herşey Demirspor' un faydsına olur.

13 Haziran 2010 Pazar

OLMADI...

Allah istemeyince olmuyor ya, gene istemedi… Anlaşılan o ki, daha olgunlaşma safhamız bitmemiş. Yeryüzünde bu kadar acılar ile sınanan taraftar var mıdır acaba? 24 yaşındayım, aklım başında iken sadece iki defa şampiyonluk gördüm. Birine sevinemedik, Federasyon 2.ligi A ve B olmak üzere ikiye ayırınca şampiyonluğumuz hiçbir işe yaramadı.Diğerinde de şampiyon olduk, Şimdiki Bank Asya o zamanında ‘2. lig a kategorisine çıktığımıza pişman ettiler. Aytaç Durak o döneme kadar sürekli maddi olarak destek verip desteğini birden çekince sadece millete rezil olduk, zaten paranın olmadığı yerde başarı olmaz ya, olamadığı için bir sonraki yıl şuanda da mücadele ettiğimiz lige çeşitli ayak oyunları ile birlikte düşürüldük. Tam 6 sezondur da bu ligde mücadele ediyoruz. Özellikle sonra 4 sezonda 3 defa finallere gittik. Türkiye ‘de başka bir takım yok, son 4 yıl playofflara kalıpta bir türlü şampiyon olamayan.

Zor geliyor artık her yıl aynı acıyı yaşamak, kanser olursam sebebi sensin.

19 Nisan 2010 Pazartesi

"90+6" Adana Demirspor:3 Malatyaspor:0

---------------------Ömer----------------------------
Ferami-------Cevat-------Orhan ----Hasan Üstünkaya
Barış-----Osman Demir-----İlhan----------------Cihan
--------------------Ceyhun----------------------------
------------------Tayfun Özkan------------------------


Maçın görüntüleri için tıklayın.



Oyuncu değişiklikleri

Cihan Ünal<--->Aydın Tabak
Barış Durmaz<--->Tanıl Özer
Ceyhun Yelkenci<--->Ali Yalçınkaya

Goller:

11. dk Barış Durmaz
23. dk İlhan Aydoğdu
85. dk Tayfun Özkan

Ömer Kahveci: 7
Hemen hemen hatasız maç bitirdi. Etkisiz Malatya karşısında çokta maç içerisinde görev düşmedi.

Ferami Kuşcu:7
1991 doğumlu genç futbolcu bugün sağ bekte sırıtmadan oynadı. Özellikle 3. golde verdiği ara pas ile bence golün ilk hazırlayıcısı o oldu.

Hasan Üstünkaya:6

Orhan Terzi:7
Hatasız maç bitirdi, hakemin penaltı pozisyonunda hatalı kararın kurbanı o oldu.

Cevat Macit:7

Barış Durmaz:8
İstekli ve sürekli hücumu düşünen anlayışı ile bence bugün maçın adamıydı.1 gol 1 asist ile parladı.

Cihan Ünal:6

Osman Demir:7

İlhan aydoğdu:7

Ceyhun yelkenci:6

Tayfun Özkan:8

Ali Yalçınkaya:7
Maçın son bölümünde oyuna girmesine rağmen pres yapan ve saldıran futbol tarzı ile beğeni topladı

Aydın Tabak:6

Tanıl Özer:6

Maça Yukarı ki onbir ile başlayan Demirsporumuz, maçın başından sonuna kadar oyunun hakimiydi. Tabiki bunda, Malatya'nın ligi bırakmış durumda olmasınında etkisi var. Özellikle maçın son 10 dk. lık periyodunda net 3 gol pozisyonu kaçırdık hele ki birini, Daniel Guiza' yı hatırlatacak şekilde Aydın Tabak kaçırdı. Genç ağırlıklı sahaya sürdüğü için Hüseyin Hoca' yı tebrik ediyorum. O gençlere güveniyor. Hüseyin Hoca demişken, maçta bazı anlam getiremediğim hamleleride oldu. Örneğin sakatlıktan çıkmaya çalışan Aydın Tabak' ı zayıf rakip karşısında neden son 10 dk. oyuna sürersiniz? Maçı kazanmışsınız, Aydın' nın dinlenmeye ihtiyacı varsa, benim tercihim, Şahin Tuncel olurdu. Bence Tarsus maçındaki hatasından dolayı kızağa çekilmeyi haketmiyor. İkinci hata Tanıl Özer. Tanıl Özer yerine de Mustafa Taşkın' nı oyuna almasını beklerdim. Hiç olmadı, Barış' ı ellemez, Tayfun'nu dinlendirmek için Yaşar Yılmaz'ı oyuna alırdım. Birde çok merak ediorum, Süleyman Varlık bu takımda neden yer bulamaz?
Hakem konusunda ben orta hakemi beğenmeyip, maçı izlediğim taraftaki bayan yan hakemin yönetimini beğendim. Malatyaspor' un kazanıpta atamadığı penaltı posizyonunda yan hakem ısrarla penaltı olmadığını söylesede orta hakem ısrarla ben gördüm penaltı dediğini söylemeye çalıştı. Nittekim ilahi adalet golde olmadı. Bayan Hakem ise ikinci yarı yaklaşık bir5-6 ofsayt pozisyonunu kaçırmadı. Tayfun' nun attığı golde ise pasiften aktife geçtiği için gol vermedi ve posizyonu yakaldı. Herneyse öyle veya öyle bu haftayı galip tamamladık, Özelliklede Adıyamanspor' un haftayı puansız tamamladığı haftada çok önemli bir galibiyet oldu. Haftaya DİSKİ maçı var bu maçıda eksiksiz kazanırsak, Adıyamanspor maçına cebimizde ciddi bir puan avantajı ile çıkar ve rahat 90 dk tamamlarız. Ligi Tarsus maçında kopartamadık, DİSKİ maçında kopartmak dileğiyle.

7 Nisan 2010 Çarşamba

MAVİ Formalı ESMER Delikanlı





Günlerden bir Cuma sabahı. İş yerinden izinli doktora gidecek. Annesi kaldırır sabah “ oğlum işe geç kaldın”. Hemen hazırlanır. Giyer klasik çubuklu mavi formasını, ayağında terlik, Takar 35 derece sıcakta atkısını. Koltuğunun altında, tarihi geçeli yıllar olmuş gazete kağıdına sarılı, yarım ekmek, içinde peynir, zeytin…

Mavi umuda yolculuk başlar ve biter…

Sessiz… Düşünceli…Kederli… Esmer… Esmerliği doğuştan değil, güneş yanığı. Çukurovalı o alışmış yanmaya. ADANALI … Memleketinde turuncu güneş yakar, mavi deniz ferahlatır. Alışmış buna çocukluğundan bu yana…

Gülmeyi unutmuş… Hep güldüğünde boğazında bi’şeyler takılı … Asık suratlı …

Kederli… Sessiz… Düşünceli… Ama Asi… Haksızlığa dayanamaz… Hak aramak, Asi’ lik ise “Asi’yim ulan.” der… … Terörist ilan edildi… Maganda oldu… Oysa boynundaki atkıdan başka gücü yoktu… Onu hiç kimse anlamadı…

Düşünceli… Sessiz… Kederli… Ama Hırslı… Tuttuğunu kopartır… Bugün bu kadar düşünüyorsa, sessizse ve kederliyse bu sefer inandığını başaramadığı içindir...Aslında başarmıştır, her şey avucunun içindeyken biri gelip başarısını elinden alır ve "susacaksın" der...

Susamaz… Konuşamaz… Konuşursa, davasına çamur atarlar… İçinde bi’şeyler var konuşmadıkça içini eritir. Susar, düşünür, gözyaşlarını tutamaz… Yüzünü atkısı ile siler… Üzerine bi’şeyler atılır, dumanlar sarar etrafını… Herkes kaçar, koşar… Canı yanar, Canını yakan lacivert üniformalıların attığı değil, onurun çimlerin üzerinde çırpınışı…

Dayanamaz, bağırır… SUÇLU OLUR, ASİ OLUR, MAGANDA OLUR… Dayanamadığı için yargılanır… HAKLI ama SUÇLU olur… Renkler isyan eder, “Bu şehir benim, başka renkler neden bayram ediyor” der. FORMA yargılanır, ATKI yargılanır, RENKLER YARGILANIR.

ELLERİNDE KELEPÇE, BOYNUNDA ÇUBUKLU ATKI, ÜZERİNDE ÇUBUKLU FORMA… Psikolojik mahkeme ömür boyu sürecek ve MAVİ FORMALI ESMER DELİKANLI hayatı boyunca üzerindekilerden dolayı yargılanacak…




26 Mart 2010 Cuma

Yine Yeniden...

Uzunca bir aradan sonra tekrar merhaba. Özel ailevi olaylar ve iş hayatımdaki tempo nedeniyle uzak kaldım buralardan. Uzak kaldım diyorsamda bırakmadık :) Şu son 3 ayı ele alacak olursak, Demirspor ligde lider konumda ve ben hala diyorum biz bu gruptan çıkacağız. Biraz eski sayfaları karıştıracak olursak Devre arası olmadan ve olduktan soranki tartışmaları hatırlıyorum, özelliklede Demirgibiyiz.blogspot.com da birkaç tartışma konumuz olmuştu.)Bu arada belirteyim, yanlış anlaşılmasın, Ankara Tayfa'sındaki her bireyi ayrı ayrı sever ve sayarım). Ben demiştim ki, playofa gidersek, Cem, Alper, Kaya ile ancak 9. oluruz, diğer arkadaşlar demişlerdi ki, playofa çıkarsak, demedi demeyin, biz şampiyon oluruz. Tabikide gönlümüzden geçen o. Ama o şartlarda Takımdaki huzuru ve disiplini bozan Cem ile hiçbir başarı elde edemeyeceğiz. Nitekim zaten yükselme grubuna da kalamdık. Unutmayalım ki, EĞER YÜKSELME GRUBUNA KALSAYDIK, ALİ YALÇINKAYA VE ÖMER KAHVECİ' Yİ KAZANAMAZDIK. Gerçi herkes kızıyor Ömer'e şöyle hatalı goller yiyor diye ama Kaya ile yanyana koyduğumuzda Kaya' nın Demirspor'a daha fazla zararı olduğunu bariz göreceğiz. Kaya'da hiçbirşey kazanamayız, Ama Ömer' in geleceğini kazanırız. Ki bence yönetim elinde tutmayı becerebilirse kazanırızda. Ali Yalçınkaya ise takımdaki ilk resmi maçından itibaren gösterdiği mücadele ile gönülleri fethetti. Bu iki isimin arkasından Yaşar Yılmaz geliyor. Yaşar'da ali gibi yeni profesyonel maçlara çıkmaya başladı. Ömer ve Ali'ye bakarak biraz daha kendini geliştirmesi gerek, ama üzerinde durulursa ben bu çocuğun geleceğini Emrah Bedir'den daha iyi olacağını söylüyoum.


Devre arasına girdiğimizde, yapılacak 3 şeyi sıralamıştım,


-Yönetimin biran evel kurulması

-Alper, Kaya, Cem ve bunlar gibi yaşı olan ve maddi sıkıntılarını sahaya yansıtan futbolcular ile biran evvel yolları ayırmak.

-Yolların ayırıldığı futbolcuların yerine alt yapıdan futbolcu monte etmek.



Bu 3 maddedeki asıl amacım kulübün giderlerini azaltıp biran evel alt yapı yapıdan gelen futbolcuları yetiştirip sağlam bir takım kurmanın temellerini atmak. Bu şartlarda bu yıl şampiyon olamsak dahi önümüzdeki birkaç yıl için değişimi herkes görecekti. Nitekim dediğim üç maddede uygulandı ve şuan gördüğüm tablo beklentimden çok çok ötede.



Eğer şampiyon olmak istiyorsak, yapacağımız ilk şey, takımın düzenin maddi manevi bozmamak, futbolcuların alacaklarınıda sahaya yansıtmamaları. Futbolcu arkadaşlarda artık şunu öğrensinler, ADANA DEMİRSPOR' DA KİMSENİN 5 KURUŞU KALMAZ. Zaten bırakmıyorsunuzda, bir şekilde onu tahsil ediyorsunuz:)


Ha şampiyon olamasak ne değişir hayatımızda? Mustafa Abi'nin dediği gibi hayal kırıklığı yaşamayan topluluk değiliz. çok yaşadık bu duyguyu...

8 Şubat 2010 Pazartesi

Tarsus İdman Yurdu: 2 ADANA DEMİRSPOR:0

Sağlık olsun, Hüseyin Hoca için belki iyi bir başlangıç olmadı ama aldığımız duyumlar genelde çokta kötü olmadığı yönünde. Şuan daha önemli olan konu önümüzdeki Mardin maçı,MArdin maçı ile ligdeki kafaya oynayacakların belli olacağını düşünüyorum. Özgür Nasuh' un perfpormansını ise sabırsızlıkla bekliyoruz. Hakkımızda hayırlısı

6 Şubat 2010 Cumartesi

28 Ocak 2010 Perşembe

DURMUŞ ALİ ÇOLAK, BASIN AÇIKLAMASI


Yönetim olarak play-off hedeflenerek yeni sezona başlanmış, bunun için kaliteli ama eksik bir kadro kurulmuş. Sonrasında gelişen başarısız saha sonuçları nedeniyle play-off yarışında geride kalınmış ve düşme potasındaki takımlarla da puan farkı açılamamıştır. Dolayısıyla oyuncuların da kendine olan güvenleri azalmış ve motivasyonları kaybolmuş.
Kulüp sorunlarının da had safhaya ulaştığı ve moral motivasyonun kaybolduğu bir ortamda , hiçbir şeyin hesabını yapmadan büyük bir risk alarak ben ve ekibim, Sportif Direktör Ercan Aslankeser ile birlikte göreve başladık..Bu zamanda da futbolcu alacakları ( transfer peşinatı, maç başları) ve ekonomik sorunlar kulübümüzün önünde duruyordu. Bu gibi olumsuz şartlarda oyuncularımız ile birlikte Demirsporluluk ruhuna yakışır şekilde formamızı layıkıyla taşıdığımıza ve en iyi bir şekilde de temsil ettiğimize inanıyoruz..
Öyle ki zamanla uzaklaşılmış olan play-off hedefini tekrar yakalama pozisyonuna getirdik. Düşme potasının en altında bulunan takımlarla aramızda var olan 4-5 puanlık kritik puan farkını da 22 puanlık farka taşıdık…
Öyle ki, ben ve ekibim toplam 11 maça çıktık. Bununda puansal karşılığı 23 puandır. Yani, göreve geldiğimizde Demirsporumuz için küme düşme lafları dile getirilirken, oyuncularımızla birlikte play-off’u kıl payı kaçırdık ve şuanda da takımımız klasman maçlarına grup lideri olarak başlayacak. Fakat kulüp olarak ekonomiyi bir türlü devreye sokamadığımız için çok istediğimiz ve arzu ettiğimiz hedefe ulaşamadık. Bu gelişmelere rağmen 2. yarıya klasman grubu lideri olarak da girmeye hak kazandık.
Fakat her şey gönlümüzden geçtiği gibi olmadı. Biz zirve hesabı yaparken, 8 oyuncunun kadro dışı bırakılması ve yerine oyuncu transfer edilememesi sonucu 4 Ocak tarihinden bugüne kadar yeri geldi 11, yeri geldi 8 futbolcu ile Adana’da kendi tesislerimizde hiçbir hazırlık maçı yapamadan antrenmanlarımızı yaptık.
Geldiğimiz noktada, 9 maçta 11 puanı olan Demirspor’un başına gelip 11 maçta 23 puan alıp genel puanı 34’e çıkararak kendimizi başarılı sayıyoruz.
Herşeyin bir başlangıcı olduğu gibi sonununda olduğunu belirtmeliyiz. Lakin, buradaki terslik başarılı bir ekibin görevden ayrılmak zorunda bırakılması ve sonuç itibariyle görevi bırakması.
Şuana kadar ekibimle birlikte futbolcularımla birlikte sadece prim aldık. Maaşlarımızı dahi alamadık. İşin finalinde yol ayrımına geldik. Demirspor’da daha yapacağımız çok işler varken, hiçte haketmedğimiz ve yakışık olmayan bir tutum karşısında görevden ayrılmak zorunda kaldık. İlk olarak Sportif Direktörümüz Ercan Aslankeser, yönetimin tasarrufu ile altyapıya görevlendirildi. Hak edilmeyen bu karar karşısında ben Durmuş Ali Çolak olarak yönetime duymuş olduğum rahatsızlığı sözlü olarak dile getirdim. Fakat bir şeyler düzelmedi ve fikir ayrılıklarımız son iki günde de devam etti. Dolayısıyla benim Kahramanmaraşspor maçına takımın başında çıkmamam için, yönetim tarafından sözlü olarak iletildi. Devamında ise gelişmeler hızlandı önce sözleşmelerimiz yönetim tarafından tek taraflı olarak fesh edildi ve bugün itibariyle Aslankeser ile birlikte görevimizden ayrılmak zorunda bırakıldık.
Üzgünüz, üzüntülüyüz…Böyle tavır ve kararı hak etmediğimiz üzerine basa basa söylüyoruz. Adana Demirspor’un hedefsiz olamayacağını ve hiçbir zaman hedefinin küçülemeyeceğinin altını çiziyoruz.
Her ne kadar görevden ayrılsak da dün olduğu gibi bundan sonra da Demirspor’un emrindeyiz.


TEKNİK DİREKTÖR
Durmuş Ali ÇOLAK

25 Ocak 2010 Pazartesi

TEŞEKKÜRLER YEREL BASIN... TEŞEKKÜRLER SPOR01.COM


"İngiltere'yi uzak biliriz.
Lakin uzak değilmiş.
Oradaki "HIRLAMA" sesi buralara kadar geliyor.
Hep hırlıyor. Ağzı hiç durmuyor. Olmayan dişlerini gösterip duruyor.
Hırlamaktan, havlamaktan herkesi kendisi gibi sanıyor.
Sanırsınız, sütten çıkmış akkaşık...
Son olarak Adana'ya ayak bastığında tesislere kadar gelmişti. Tesise bağladılar ama zincirini kırıp kaçıp gitti. Yönetici olacağım dedi. Para ver dediler ama yüreği, cebinin sesini dinleyince soluğu Adana dışında aldı. Sonra da İngiltere'de.
Hala hırlıyor.
Orada döne döne hırlıyor. Hem dönerci olacaksın hem de hırlayacaksın.
Kendini de o asil renk olan mavi ve laciverte ortak edeceksin.
Adana Demirspor asil bir takım.
Mavi ve Lacivert ise büyülü renkler
Sakın ola ki, ne Demirspor'u ne de büyülü renkleri o hırladığın ağzına alma.
Sen hırlamadan önce, insanları suçlarken, neden Demirspor'dan kaçtığını insanlara anlat.
İngiltere'den hırlayarak ahkam kesmek, herşeyi biliyorum havasına bürünmek, insanlara hakaret etmek haddin değil.
Bir gün gelir insanlar sana hakaret ederse bunun altından kalkamazsın.
Gel yol yakınken vazgeç; hırlamayı bırak.
Gel yol yakınken, önce adam olmayı bi dene.
Bak işte o zaman bundan sonrkaki yaşamın, o kestiğin et kadar lezzetli olacaktır.
İngiltereli... "




spor01 tarihinin en lakayıt ve en iğrenç yazısı . Bir insanı beğenmiyor olabilirsin, sevmiyor olabilirsin, hatta karşılıklı düşüncelerinden hoşlanmıyor olabilrisin, ama bu hırlama lafını söylemeye kimsenin kimseye hakkı yoktur.

Bu yazıyı yazanlara sorarım, en son hangi maça gelriken Demirspor'a bir kazancınız oldu? En son hangi Deplasmana gdierken kendi olanaklarınızla gittiniz? Bu adam belkide hayatında kulüp otobüsünün kapsını açmamıştır, siz ise otobüsün en arka koltuğunda ayaklarınızı uzatıp seyahat ettiniz.


Sizler sürekli başkan ve yöneticileri işinize geldiği sürece pohpohlamayı kendinize adet edinmiş olabilrsiniz, ama ayılıp gerçekleri söyleyen kişilere bu terbiyesizliği yapmak, kişilerin ve kuruluşların ancak ahlak seviyesini ortaya çıkartır. Yönetim olayına gelince, aslında herkes mevzunun para vermemek olduğunu biliyor, olaydan haberi olmayanlara kişileri karalamak sizlere yakışıyor mu?

Eğer Yönetimi neden bıraktığını merak ediyorsanız, Mehmet Gökoğlu'na sorun en son ki telefon görüşmesini sizlere anlatsın. Bunları biliyorsunuz aslında da söylemek işinize gelmiyor :)


Hepimiz elhamdulillah Demirsporluyuz, Demirsporu sizlerin çizdiği çizgiler içerisinde yaşamak zorunda da değiliz. Düşüncelerine saygı gösterilmeyen bir yöneticinden hangi bahane ile para talep edebilirsiniz? Ayrıca Demirsporluluğu verilen paraya göre ölçecek olsak, sanrım Aytaç Durak en büyük Demirsporlu oldurdu...Halkın ve işçinin takımyız diyoruz, siz dönerci diye aklınız sıra dalga geçiyorsunuz, BU MU HALKIÇILIĞINIZ, İŞÇİLİĞİNİZ?


Adımızı Dünya' nın öbür ucuna taşıyan adama saygılarımla...

11 ALTIN ADAM

Hepinizi tebrik ediyorum, bu mücadele ve hırs sizi mutlu sona taşıyacaktır. Tayfun' nun yokluğunda puan kaybetmememiz çok önemliydi. Yaşar Yılmaz azim ve hırsından dolayı tebrik ediyorum. Umarım sağ kanattaki 34 numara ile birlikte takıma kıs zamanda monte edilir. Ceyhun' nun yüksek performasnı etkileyiciydi, hepsine tekrar mücadelelerinden dolayı tebrik ediyorum.

18 Ocak 2010 Pazartesi

TANER DEMİRBAŞ ELAZIĞSPOR' DA



Sezon başında Demirspor'a gelip vefa borcunu ödemek istediğini belirten futbolcu, yıllık 750000 tl istemişti, bunun üzerine Demirspor ile anlaşamayıp Alanyaspor ile yıllık 100000 tl' ye anlaştı. Burada da aradığını bulamayan Taner zor günler yaşayan Elazığspor'a trasfer oldu, tahminim futbolculuk hayatının son vurgununu yapmaya hazırlanan futbolcunun başarılı olacağını sanmıyorum. Değil 12, 22 futbolcuda alsalar Elazığspor' un küme düşeceğine inanıyorum, Onur Güney ile birlikte.

7 Ocak 2010 Perşembe

OLSA OLSA BATAK DÖRTLÜSÜ OLUR !!!

Malum, son günlerde iyice hemen hemen her Demirsporlunun kafasını meşgul eden şey, kongre... Çeşitli söylentiler çıktı, Bir denildi, Adem Atılgan -Mustafa Tuncel ikilisi, bir denildi, Aytaç Durak' ın oğlu , sonra denildi güç birliği yapılacak Adem Atılgan, Mustafa Tuncel, Mehmet Gökoğlu, Bekir Çınar... Son zamanalrda da bu son dörtlü ön plana çıktı. Şu 4 başkanın, başkanlık dönemlerini inceleyelim,

Adem Atılgan

Belediye'den düzenli olarak maddi yardım geliyordu ve Demirspor' un o dönemde daha önce Bank Asya'da mücdele edipte borç batağına girdiği dönemden sonra hem borç bazından hemde futbolda başarı bazından Demirspor' un ayaklarının yere daha sağlam basmasını sağlamıştı. Genel borç sıfıra yakın bir meblağ olup, 2006-2007 sezonunada şampiyonluk parolasıyla başlanıldı, birçok Demirsporlu için miladdı o yıl. yanlış hatırlamıyorsamda 4 trilyon transfer bütçesi ayrılmıştı. Futbolcu ve teknik heyet konusunda maddi anlamda çok yıpranılmadan kadro oluşturuldu. Belkide ligin üstünde bir ekip kurulmuştu ama maddi gelir ve giderler dengede tutulabiliyordu. O sezon yaşanılan şanssızlıklar ve gelmeyen şampiyonluğun ardından Adem Atılgan Başkanlığı bıraktı ve yanlış bilmiyor isem, 400 milyar civarı ssk borcu ile bıraktı.


Mustafa Tuncel


2007-2008 sezonu başlangıcından başkan olarak bu takımın başına geldi ve Demirspor' u Milan yapacağını söyledi. Kulüp maddi açıdan çok yıpratıldı, gelen futbolcuların hemen hemen hepsi Teknik Direktör Levent Eriş' in isteği ile getirildi. Teknik direktör Levent Eriş' verilen 750 milyar o sezoun ligimizin en yüksek ücretiydi (kesin olmamakla beraber). Söylenene görede 14 trilyon para harcandı sezon sonuna kadar. Üstüne birde kulüp binası satıldı. Netice oalrak, futbolcuların çoğunun parası verilmedi, Teknik direktör Sadi Tekelioğlu'nada herhangi bir para ödenmedi. Futbolcuların çoğuda kulüpten alacaklarına karşılık anlaşmasını karşılıklı olarak fesh edip gitti. Sanırım 14 trilyon yollarda otellerde ve kamp dönemlerinde harcandı. Gerçi Mustafa Tuncel'e bunlar denildiği zaman çok biliyosan gel sen yönet diyor ama neyse :) Sonuç olarak hem şampiyon olamadık hemde Futbolculardan adam akıllı bonservis ücretleride alamadan yolladık.


Mehmet GÖkoğlu


Kulübü devraldığında bir enkaz devralmış gibiydi. Metin Yıldız takıma getirilip, futbolcular transfer edilmeye başlanıldı. Maddi anlamda sanmıyorum Gökoğlu'nun Demirspor'a bir yük bıraktığını. Buradaki Tek hata Metin Yıldız'a çok güvenilmesiydi, Oysa Metin Yıldız' ın teknik kariyerine bakacak olursak zaten gideceğimiz yolda belliydi :) MEtin Yıldız gerçek yüzünü aslında AFyon deplasmanında göstermişti. çok 4 hafta bekledik ama beklentilerimize cevap alamadık. Mehmet gökoğlunun yarım sezonluk başkanlık deneyiminde yaptığı en hayırlı iş Behzat Çınar' dır. ama geç alınmış bir karardır.



Bekir Çınar

Bahsettiğimiz şu 4 isim içerisinde en sıcak kanlı ve Demirsporlunun isteklerine en çok cevap vermek isteyen başkandır. Tek hatası sanırım , Behzat Hoca ile yolları ayırıp, Abdulkerim Durmaz ile yola devam etmek istemesidir. Abdulkerim durmaz konusunda çok uyraıldı ama o hocaya güvenmeyi tercih etti. Sonuç olarakta tabiki yanıldı. Belediyeden beklediği desteği alsaydı bugün bence hem yükselme grubuna kalmıştık, hemde bu kongre tartışmaları olamazdı.


Benim düşüncem Bekir Çınar' ın devam etmesi yönünde. Bekir Çınar ve Adem Atılgan ikilisi takımın başına gelirse bence Beldiyeden gelecek olan destek kesilmez. MAddi anlamd hesapların tamamını ve futbolcu transferilerinde bire bir Adem Atılgan başında olursa Bekir Çınar başkanlığı ile Demirspor daha aydınlık günlere gider. Yoksa bu dört başkan bir araya geldin falan filan hikayeleri Demirspor' hiçbirşey kazandırmaz, BU DÖRTLÜDENDE OLSA OLSA BATAK DÖRTLÜSÜ OLUR...